Sadece ülkemiz için değil, tüm insanlık için çok zor ve ciddiye alınması gereken bir süreçten geçiyoruz.
Şirketlerin iş yapış biçimlerinde, sektörlerin dinamiklerinde COVID-19 salgını nedeniyle birçok ani değişim gerçekleşti. Uzaktan yapılan çalışmalar, dijital platformda yapılan toplantılar artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
Ekonomi piyasaları üzerine sektörel bazlı olumlu olumsuz bir çok etkisi olan salgın, turizm, yeme içme, eğlence ve havacılık gibi pek çok sektörü derinden etkilerken, lojistik, kargo, gıda, temizlik, ambalaj sektörlerinde de istihdam artışı belirlendi. Teknoloji tabanlı tüm sektörler ise dijitalleşme ile beraber çok hızlı bir büyüme trendine girmiş durumda.
Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de şirketlerin %45.4'ünün pandemi ile ilgili önceden hazırlanmış bir planı yoktu, yani hazırlıksız yakalandı. Ancak çokuluslu ve büyük şirketlerde ise olağan dışı durumlar için var olan kriz koordinasyon ekipleri sayesinde hijyen ve sterilize koşullarını hızlıca planlayarak üretimlerinde aksama dahi yaşanmadan sıkıntısız örnek bir süreç yönettiler. Teknolojik altyapı ve kurumsal sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük.
Türk liderlerin kriz yönetme konusundaki başarısı tüm dünyaya örnek olacak nitelikte olsa da süresinin belirsiz olması, netlik olmaması işte bu Türk liderlerin sevmediği bir yönetim stili. İçinde bulunduğumuz durumda lider olabilmek gerçekten kolay değil.
Dünyada yüz yıldır yaşanmamış büyüklükte bir pandemi yaşıyoruz. En önemlisi de liderler bu kadar öngörülemez bir durumu ilk kez yönetmeye çalışıyor. Bu süreçte krizin süresini ve devamını hesaba katarak, hem işin hem de çalışanların geleceği için en doğru kararları öngörülü bir şekilde alabilmek ise kriz sonrasında liderin farkını ortaya koyduğu bir özellik olarak karşımıza çıkacak.
Geçtiğimiz günlerde üst düzey yöneticilerle dijital ortamda bir araya geldik. Genel değerlendirme; ikinci çeyrekte yaşanan küçülmenin yılın ikinci yarısında telafi edileceği yönünde. Ülkemizin bu süreçten en kısa zamanda en az zararla çıkacağına inancımız tam.